Ayak bileği kıkırdak zedelenmesi, düşme, ayak bileğinin burkulması ve çeşitli travmalar sonucunda ortaya çıkabilir. Bu durum, ayak bileği çevresinde, özellikle ön tarafında ağrıya yol açar. Günlük aktivitelerde ağrı ve hareketlerde kısıtlanma görülür, aktiviteden sonra ayak bileği şişer. Eğer ayak bileğinin burkulmasından sonra iki ay boyunca ağrılar devam ediyorsa, mutlaka doktora başvurulmalıdır. Ayak bileği kıkırdak zedelenmesi, fiziki muayene ve Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) ile teşhis edilebilir. Muayenede, ayak bileği eklemini örten kıkırdak yapının sağlamlığı değerlendirilir. Kıkırdak zedelenmesi hafifse, hastanın ayağına yük bindirmemesi ve rehabilitasyon ile tedaviye başlanır. Ancak, hasarın fazla olduğu tespit edilirse, cerrahi müdahale gerekebilir. Bu müdahale açık veya kapalı teknikle yapılabilir. Ayak bileğindeki kıkırdak dokudaki hasar ciddi ise, diz bölgesinden alınan kıkırdak dokusu ile tedavi uygulanır. Bu tür ameliyatlardan sonra hastaların 6-12 hafta boyunca ayağının üzerine basmaması gerekmektedir.

Ayak bileği kıkırdak zedelenmesi, kadınlarda topuklu ayakkabı giyimi, erkeklerde ise spor faaliyetleri sonucunda ortaya çıkar. Bu tür ayak bileği burkulmalarında osteokondrit sık görülür. Osteokondrit, ayak bileğindeki taşıyıcı kıkırdak dokunun bölgesel zedelenmesidir. Ayak bileği burkulması her yaştan ve cinsiyetten kişiyi etkileyebilir. En sık görülen kas iskelet sistemi sorunlarından biri olan ayak bileği burkulması, bazen hafif bir bağ zorlanmasına neden olurken, bazen de kıkırdak zedelenmesine yol açabilir. Bu önemli bir sorundur. Osteokondrit, talar dom olarak adlandırılan bölgedeki kıkırdak zedelenmesine eşlik eden alttaki kemik dokuda ödemin meydana gelmesine yol açar. Bazen zedelenen kıkırdak doku tamamen dökülür ve bu durumda kemik açığa çıkar. Kıkırdak doku olmadığında, zaman içinde alttaki kemik doku aşınır ve bu durum nadir olarak ayak bileği kireçlenmesine neden olur. Kireçlenme oluşursa, ayak bileğindeki ağrılar kalıcı hale gelir.

Bazı durumlarda, nadiren de olsa ayak bileği burkulmasından sonra kıkırdak parçası eklem aralığına düşer. Bu durumda, artroskopik olarak kıkırdak parçasının çıkarılması gerekir. Ayak bileği burkulmasından sonra ağrılar uzun süre geçmiyorsa, ayağın üzerine basınca ya da uzun yürüyüşler yapıldığında ağrı oluyorsa, hemen ayak bileği kıkırdak zedelenmesinden yani osteokondritten şüphelenilmelidir. Bu durumda çekilen MRG, kıkırdak zedelenmesinin derecesini belirlemeye yardımcı olur.

Ayak bileği kıkırdak zedelenmesi tedavisinde fizik tedavi, ayak bileği eklemindeki ödemi azaltmaya yardımcı olur ve tedaviyi kolaylaştırır. Ayrıca, ayak bileği içine yapılan kıkırdak iğnesi de eklemde kayganlığın artmasına ve eklemin zarar görmemesine yardımcı olur. Bu iğne, halk arasında horoz ibiği olarak bilinir. Günümüzde, kıkırdak zedelenmesinde hastanın kendi kanıyla hazırlanan PRP (Platelet Rich Plasma) tedavisi de başarılı sonuçlar vermektedir. PRP, trombosit bakımından zengin plazma demektir. Trombosit hücreleri yoğunlaştırılarak PRP hazırlanır ve bu zedelenmiş kıkırdağı besler, dökülmesine engel olur. Uzun dönemde ise ayak bileği kireçlenmesini önler. Bu uygulama, ayda bir kez ultrasonografi eşliğinde yapılabilir ve tedavi sürecini hızlandırır. Bu esnada, ayak bileği özel egzersizler yapılarak güçlendirilmelidir. Önemli olan, ayak bileğinin ikinci bir kez burkulmasına engel olmaktır. Çünkü vakaların %39-70 kadarında bilek yeniden burkulur ve hasar oranı yükselir. Ayak bileği stabilitesini kaybettiğinde, hastaya cerrahi müdahale kaçınılmaz olur. Erken aşamada ayak bileği kıkırdak zedelenmesi teşhis edilip tedaviye başlanırsa, hasar önemli ölçüde azaltılabilir.